KMS 18- Ani Antik Kenti

Bu bölümde konuğumuz Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı, yüksek mimar Yavuz Özkaya ile Kars il sınırları içinde bulunan “Ani Antik Kenti Koruma Projeleri”ni konuşuyoruz.



Yavuz Özkaya’nın Ani’de koruma projelerine başlamadan önce Kilikya Ermeni Krallığı bölgesinden yaptığı çalışmalara uzanan bir süreç var. Özkaya 2005 yılında bölgeye gerçekleştirdiği bir ziyaretin ardından Kültür Bakanlığı’ndan Ani’de iki yapının koruma projeleriyle ilgili davet alıyor, böylelikle Tigran Honents Kilisesi ve Manucehr Camii koruma projeleriyle Ani’ye geri dönüyor. 6 ayda hazırlanan proje sırasında ilk defa Ani’de yeni bir belgeleme tekniği kullanılıyor bu süreçte. Şimdi çok yaygın olan ama o dönemde çok bilinmeyen lazer tarayıcı cihazlar da kullanılıyor. Aynı dönemde Global Heritage Fund bakanlığa Ani’nin lazer tarayıcıyla topografik ölçümünün yapılması için bir çalışma teklif ediyor. Bu vesileyle yazılımlar için yurt dışından izin alınması da kolaylaşıyor.

Sohbetimizde Yavuz Özkaya ile Ani antik kentindeki yapıların özelliklerini, neden üç boyutlu belgelemeye ve arşiv oluşturulmaya gidilmesi gerektiğini konuştuk.

Yapılarda karşılaşılan zorluklar, belgeleme ve tarihi araştırmanın nasıl birlikte yürütüldüğü, koruma projesi oluşturulurken 20. yüzyılın başında Nikolai Marr eşliğindeki bir arkeolojik ekibin tüm bilgileri oluşturdukları çalışmanın nasıl değerlendirildiği de sohbetimizin sürükleyici ve ilginç konuları arasında yer aldı.

Ani’deki yapılarda yüzyılların tahribatı söz konusu. Kendi başına bırakılmış, üzerine bir yerleşim oturmamış, doğanın ve depremlerin etkisiyle her gün bozulmalar oluşmuş. Yavuz Özkaya ve ekibi ön çalışmaların ardından bugüne kadar uygulanmamış, çok aşamalı müdahele sistemi belirledi.

Kazı başkanı Beyhan Karamağaralı’nın görevden ayrılmasının ardından 2006 yılında “Ani danışma kurulu” oluşturuldu. Bakanlığın uzmanları Ani danışma kuruluyla birlikte tüm bu müdahaleleri birlikte geliştirdiler. Sistem kabul gördü ve bundan sonraki uygulamalar için de bir model oldu.

2008 ve 2009 yıllarında bakanlık ilk etap uygulamalarını Tigran Honents ve Manucehr’de kendi uyguladı. Koruma çatıları, hasarlı bölgelerde güçlendirmeler yapıldı. Yakın çevresinde kazılar tamamlandı. Yapılar uzunca süre doğanın tahribatına maruz kaldığı için ıslak olmalarından dolayı kuruma süreci başladı, tavanlarında oluşan sorunlar, tuzlanma ve birikimler temizlendi. Bu koruma çatıları Tigran Honents’in içindeki fresklerin ayakta kalmasını sağladı. Bir sonraki süreçte bunların da araştırılıp nihai uygulama projelerinin hazırlanmasına gidecek çalışmalar oluşturuldu. 2009 yılında bakanlığın seçtiği başka iki yapının projeleri de Global Heritage Fund’ın hediye ettiği üç boyutlu nokta bulutu datası kullanılarak hazırlandı. Özellikle 1035 yılında yapılmış ve 1957’de yarısı yıkılmış, kalan kısmının da bir deprem veya fırtına ile yıkılması söz konusu olan Amenaprgiç Kilisesi’nin nasıl restore edilebileceği konusu gündeme gelince 2011 yılında sağlanan bir fon sonrası Yavuz Özkaya’nın koordine ettiği bir ekip bu işi de üstleniyor. Ani koruma projeleri için gereken taşların nasıl aranıp bulunduğu ve getirtilip kullanıldığı da sohbetimizin ilginç bir başka konusu oldu.

Son yıllarda Marr döneminde tespit edilmiş, araştırılmış, kazılmış, belgelenmiş ve bir harita üzerine işlenmiş yapılar yeniden araştırılıp yapı kimlik kartları oluşturulmuş. 2012’den beri artık her yapının bilgi tabelası var. Bakanlığa ve UNESCO’ya sunulmak üzere bir klasörün de hazırlandığı bilgisini alıyoruz. Ermenistan’dan gelen mimar ve arkeologların da katıldığı bir çalışma Dünya Anıtlar Fonu himayesinde kitapçık haline getiriliyor. Ani koruma projesi kapsamında hazırlanan tanıtım sergisi de uzun bir yolculuğa çıktı. Sergi kısa süre sonra Ani’nin girişine yapılmış olan ziyaretçi karşılama bölümüne yerleştirilecek. Ani antik kentini gezenlerin QR kodlarını okutarak bilgiler alabilecekleri bir App (uygulama) de hazırlanıyor. 

Ani ve çevresindeki çalışmalardan yola çıkarak kurulan ve başkanlığını Yavuz Özkaya’nın yürüttüğü Kültürel Mirası Koruma Derneği de Ani kontekstinin uzantısında risk altındaki kültürel mirasımız için muhteşem işlere imza atıyor.