Ezidilik Ezidism

EZİDİLERİN KUTSAL GÜNLERİ

Akdoğan Özkan’ın “Kardeş Bayramlar ve Özel Günler”* adlı eserinden Ezidilerin inançlarına ve kutsal günlerine dair bilgiler aktarıyoruz.
12. yüzyılın ortalarında Zerdüştlüğün bir tür devamı olarak ortaya çıktığı düşünülen Ezidilik inancında yeni yılın başlangıcıdır. Türkiye'nin güneydoğusunda da yaşayan Ezidi cemaati yeni yılın başlangıcını, Tanrı'nın yeryüzündeki tek elçisi olarak gördükleri Melek Tavus'a adadıkları bir bayram olarak Serê Salê (sar-i sal, serisal-ida, sersale) adıyla kutlar. Eski takvime göre nisan ayının ilk çarşambasına denk gelen gün, yeni yılın ilk günü olarak “Çarşema Sor" (Kırmızı Çarşamba) adıyla da anılır.
Ezidi sosyolog Azad Barış'a göre, Ezidiler, Tanrı'nın (Hûda/Xweda) yeryüzüne yaşam vermesi ve insanlara hayır ile bereketin kapılarını açması için öncelikle yedi meleğin başı olan Melek Tavus'u bu tarihte gönderdiğine inanırlar. Ezidi inanışına göre, Tanrı katında ebedi bir mekânı olan Melek Tavus, bir sonraki yıl yeryüzündeki mükemmeliyeti planlamak üzere nisan ayının ilk çarşamba günü yeryüzüne iner. Tavus'un simgesi horoza benzeyen bir tavus kuşudur.
Ezidilik inancında Nisan ayının 13'ünden sonra ilk Çarşambasına denk gelen gün, yeni yılın başlangıcı “Sere Sale (Çarşema Sor-Kırmızı Çarşamba)” olarak kabul edilir. Ezidilerin bu yeni yıl bayramı, Eski Babil'den Süryanilere miras kalan Akitu bayramı ya da Sabiilerin yeni yıl bayramı gibi bir tür bereket bayramı karakterini taşır. Fakat bir yandan da geçmişte gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu zamanlarda kutlanan Nevruz türevi bir bayram olarak da görülebilir. Çarsema Sor'un içinde bulunduğu Nisan ayı "yılın gelini" olarak kabul edilir ve bu ayda düğün yapılmaz. Ezidi inancına göre Çarşema Sor'da çalışılmaz, dost ve akraba ziyaretleri yapılır. Yumurta boyama âdeti Ezidilerde de vardır. Bu adetin yaradılış ile bağlantılı olduğu düşünülür. Bu yüzden yumurtalar yaşamın rengi olarak görülen ve kutsal kabul edilen kırmızı renge boyanır. Boyanan yumurtalar tokuşturulur. Aile kabirleri de Çarşema Sor'da ziyaret edilir. Evler kırmızı düğün çiçekleriyle süslenir.

Ezidiler Farsça yeni yıl anlamına gelen Serê Salê'de evlerini çiçeklerle bezer, aile mezarlarını ziyaret ederler. Ruhun ölümden sonra başka gövdelere geçerek varlığını sürdürdüğüne inanan Ezidiler mezar taşlarının üzerine yolu oradan geçenlerin yemesi için, kuru üzüm, kuru incir, yumurta ve çeşitli çöreklerin bulunduğu tepsiler koyarlar. Mezar başına yiyeceğin yanı sıra ölen kişinin hayattayken en sevdiği eşyaların konulması Ezidilerin ruhun bedenden çıktıktan sonra dirilerek başka bir bedene göçeceğine inanmalarından kaynaklanır. O gün her aile en güzel giysilerini giyer, kendi yiyecek ve içeceğini yanına alıp davul zurna eşliğinde kırlara çıkar. Bu yiyecek ve içeceklerin bir kısmı doğada hep birlikte yenir. O gün kapı kapı dolaşıp bayram kutlayan çocuklara hediyeler verilir. Bugünde yumurta, taze peynir ve kuru pasta (kuliçe) yemek âdettendir. Ezdi kadınları o günlerde yumurtalarını değişik renklere boyar; sarı, kırmızı ve yeşil renklerde yün örerler. Basimbar adını verdikleri bu örgü bereket ve bolluğun sembolüdür. Kadınlar bu ipleri bereket getirsin diye, kendilerinin ve kocalarının bileklerine, buğday saplarına, hayvanlarının boynuzlarına ve kiraz ağaçlarına takarlar. Güneş battıktan sonra ateşler yakılır. Ezidiler tarafından kutsal kabul edilen Musul yakınlarındaki hac merkezi Laleş'te düzenlenen kutlama törenlerinde, şehirdeki Melek Tavus heykellerinden biri köy meydanına taşınarak üzerindeki örtü indirilir. Böylece şenlikler başlar. Şehrin dört bir yanında bulunan ziyaretlere zeytinyağından yapılmış fitiller bırakılır. Akşam bu fitiller yakılıp topluca dua edilir. Dargınlıkların yerini barış ve kardeşlik alır.
Ezidiler Müslüman ve Hıristiyan komşularıyla birlikte Xidir Elyas (Hıdrellez) ve Aziz Sergius (Aziz Sarkis) gibi bayram ve yortuların da kutlamasına katılırlar. Roger Lescota göre, Ezidiler Müslümanların kutladıkları Ramazan Bayramı'ndan iki gün önce “ida Remezan" yine “Kurban Bayramı"ndan iki gün önce de "Ida Heciye"yi (Hacılar Bayramı) kutlarlar. Paskalya'ya denk düşen “İda İsa" bayramlarının yanı sıra “İda Dahiye" adını verdikleri "Ölüler Bayramı" vardır. Ezidiler bu bayramı üç yıl boyunca nisanda, üç yıl boyunca yazın ilk ayında, üç yıl boyunca sonbaharda ve üç yıl boyunca da aralık ayında beş altı gün süreyle kutlarlar.
Ezidiler burada andıklarımız dışında, şu bayramları da kutlarlar:

- Çilexan Bayramı: Yılda iki kez Çilexan Bayramı vardır. Birinci Çilê Havinê (Yaz), diğeri ise Çilê Zivistanê'dir (Kış).
- Batizmi Bayramı: Şeşims'e (Güneş Tanrısına) adanan bir bayramdır. Günlerin yeniden uzamaya başlaması adına yapılan güneşi karşılama törenleri de diyebiliriz.

- Bêlinda Bayramı: Bu bayram kışın kırkı ya da Çilê Zıvıstane denilen isimlerle de anılmaktadır. Bêlinda bayramın ilk günlerinde Pirafat Pirlerinin kutlaması ile başlar ve daha sonraları genel olarak tüm Ezidiler tarafından kutlanır. Bêlinda bayramı tarım bayramı olarak de isimlendirilmektedir.

- Ezidi Bayramı: Üç günlük oruçtan sonra dördüncü gün Ezidi bayramı olarak kutlanır. Kurbanlar kesilir, bu kurbanların eti dağıtılır. Sımat denilen yemek ile Sevik denilen ekmek pişirilir, dağıtılır. Bu bayramda türbeler, evliyalar ve şeyhlerin mezarları ziyaret edilir.
Aralık ayı Ezidiler için belki de en kutsal olan aydır. Ezidiler için haftanın en kutsal günü ise cumadır. Hemen hemen bütün bayramlar cuma gününe denk gelir. Aralık ayında kutladıkları İda Roja bayramı öncesindeki iki hafta içinde, yine salı ve perşembe boyunca üçer gün oruç tutulur. İlk hafta orucun ardından gelen cuma günü İda Şeşims Bayramı, ikinci hafta orucun ardından gelen cuma günü ise İda Xwedana Bayramıdır.


Kaynak: * İnkılap Kitapevi yayını, 2009

Ezidism

HOLY DAYS OF THE EZIDIS We provide information about the beliefs and holy days of the Yazidis from

Akdoğan Özkan's work titled "Brother Holidays and Special Days"*
. It is the beginning of the new year in the Yazidi faith, which is thought to have emerged as a kind of continuation of Zoroastrianism in the mid-12th century. The Yazidi community living in southeastern Turkey celebrates the beginning of the new year under the name Serê Salê (sar-i sal, serisal-ida, sersale), a holiday dedicated to Melek Tavus, whom they see as God's only messenger on earth. The day, which falls on the first Wednesday of April according to the old calendar, is also known as "Çarşema Sor" (Red Wednesday) as the first day of the new year.
According to Yazidi sociologist Azad Barış, Yazidis believe that God (Hûda/Xweda) gives life to the earth and They believe that he sent Melek Tavus, the head of the seven angels, on this date to open the doors of goodness and abundance to people. According to Yazidi belief, Melek Tavus, who has an eternal place in the presence of God, descends to the earth on the first Wednesday of April to plan the perfection on earth for the next year. Tavus. The symbol of the city is a peacock resembling a rooster.
In the Yazidi belief, the day that falls on the first Wednesday after the 13th of Nisan is considered the beginning of the new year as "Sere Sale (Çarşema Sor-Red Wednesday)". This new year festival of the Yazidis is celebrated in Old Babylonian times. It has the character of a kind of fertility festival, like the Akitu festival inherited from the Assyrians or the Sabians' New Year's holiday. However, it can also be seen as a Nevruz-derived holiday, which was celebrated in the past when day and night were equal. The month of April, in which Çarsema Sor falls, is considered the "bride of the year" and no weddings are held in this month. According to the Yazidi belief, people do not work in Çarşema Sor and only visit friends and relatives. The custom of dyeing eggs is also among the Yazidis. It is thought that this custom is linked to creation. That's why eggs are painted red, which is seen as the color of life and considered sacred. The dyed eggs are put together. Family graves are also visited in Çarşema Sor. Houses are decorated with red wedding flowers.

Yazidis decorate their homes with flowers and visit family graves on Serê Salê, which means new year in Persian. Yazidis, who believe that the soul continues its existence by passing into other bodies after death, place trays containing raisins, dried figs, eggs and various buns on the tombstones for those passing by to eat. Placing the deceased person's favorite items in addition to food on the grave stems from the Yazidis' belief that the soul will be resurrected and migrate to another body after leaving the body. On that day, each family puts on their best clothes, takes their own food and drink, and goes out to the countryside to the accompaniment of drums and pipes. Some of these foods and drinks are eaten together in nature. On that day, gifts are given to children celebrating the holiday from door to door. On this day, it is customary to eat eggs, fresh cheese and dried cake (kuliche). On those days, Ezdi women dye their eggs in different colors; They knit wool in yellow, red and green colors. This braid, which they call Basimbar, is a symbol of fertility and abundance. Women wear these threads on their wrists and on their husbands' wrists, on wheat stalks, on the horns of their animals, and on cherry trees to bring fertility. After sunset, fires are lit. During the celebration ceremonies held in Laleş, a pilgrimage center near Mosul, which is considered sacred by the Yazidis, one of the Melek Tavus statues in the city is moved to the village square and the cover on it is removed. Thus the festivities begin. Wicks made of olive oil are left for visitors all over the city. In the evening, these wicks are lit and a collective prayer is made. Peace and brotherhood replace resentment.
Yazidis, along with their Muslim and Christian neighbors, also participate in the celebration of holidays and festivals such as Xidir Elyas (Hıdrellez) and St. Sergius (St. Sarkis). According to Roger Lescot, Yazidis celebrate "Ida Remezan" two days before the Eid al-Fitr, which is celebrated by Muslims, and "Ida Heciye" (Pilgrims' Feast) two days before the "Eid al-Adha". In addition to the "Ida Isa" holidays that coincide with Easter, there is also the "Festival of the Dead", which they call "Ida Dahiye". Yazidis celebrate this holiday for five or six days in April for three years, in the first month of summer for three years, in autumn for three years and in December for three years.
Apart from the ones we mentioned here, Yazidis also celebrate the following holidays:

- Çilexan Holiday: There is Çilexan Holiday twice a year. The first is Çilê Havinê (Summer) and the other is Çilê Zivistanê (Winter).
- Batizmi Festival: It is a holiday dedicated to Şeşims (Sun God). We can also call it sun welcoming ceremonies to mark the days starting to lengthen again.

Bêlinda Festival: This holiday is also known as the fortieth of winter or Çilê Zıvıstane. Bêlinda begins with the celebration of the Pirs of Pirafat in the first days of the holiday, and later it is generally celebrated by all Yazidis. Bêlinda holiday is also called the agricultural holiday.
- Yazidi Holiday: After three days of fasting, the fourth day is celebrated as Yazidi holiday. Sacrifices are sacrificed and the meat of these sacrifices is distributed. Food called Sımat and bread called Sevik are cooked and distributed. During this holiday, shrines, saints' and sheikhs' graves are visited.
December is perhaps the holiest month for Yazidis. The holiest day of the week for Yazidis is Friday. Almost all holidays fall on Friday. In the two weeks before the Ida Roja holiday, which they celebrate in December, they fast for three days each, on Tuesday and Thursday. The Friday after the first week of fasting is Ida Sheshims Feast , and the Friday after the second week of fasting is Ida Xwedana Feast.


Source: * İnkılap Kitapevi publication, 2009