Azınlık vakıfları İzmir’de buluştu

İzmir Yahudi Cemaati “İzmir Musevi Cemaati’nin Kapsayıcı Liderlikle Güçlendirilmesi” üst başlığı ile “Despertar (Ladino dilinde Uyanış) İzmir” projesini hayata geçirdi. Avrupa Birliği destekli projenin kapanışında 25-27 Nisan 2022 tarihleri arasında Azınlık Vakıfları temsilcileri, akademisyenler ve ilgili sivil toplum kurumlarının temsilcilerinin davetli olduğu üç günlük bir zirve gerçekleşti. Anadolu Din ve İnançları Platformu adına genel sekreterimiz Sevan Ataoğlu da zirveye davetliydi. Despertar projesi çıktılarının sunulduğu çalıştayda vakıfların ve cemaatlerin kangren hale gelen sorunları, yönetim tecrübeleri, azınlıklara yönelik ayrımcılık konuşuldu, öneriler tartışıldı. “Azınlıklara karşı ayrımcılık ile mücadele” başlıklı oturumda bir model örneği olarak ADİP tanıtıldı.

Çalıştayda ADİP’in de hedefi olan “ortak sorunlara ortak çözümler” yaklaşımı ön plana çıktı.
Cemaat temsilcileri konuşmalarında vakıflarda fiili birleşmelere olanak sağlayacak yasal alt yapının sağlanması gerektiğinden de bahsettiler. Taşınmaz kazanımlarından sonra vakıfların mal varlıklarının ve projelerinin profesyonel yöneticilere teslim edilmesi önerileri de tartışıldı. Oturumlarda “eşit vatandaşlık anlayışı yerleşmeden sorunlar nihai çözüme ulaşamaz”, “gönüllü profesyonellik değil, gönülle profesyonellik”, “kadın yöneticiler cesaretlendirilmeli” gibi ortak açıklamalar ön plana çıktı.

 




En yeni azınlık vakfı (2012) olan İzmir Yahudi Vakfı ve cemaatinin temsilcileri çalıştay sayesinde İstanbul ağırlıklı diğer cemaatlere yönelik farkındalıklarının pekiştiğinden bahsettiler. Çalıştayda ortak sorunlara ortak çözümler üretilmesi fikri de ön plana çıktı. Cemaat Başkanı Avram Sevinti açılış konuşmasında “Azınlık olmanın getirdiği bir ortaklık var. Geçmişte yaşanan sorunlar nasıl çözüldü, burada birbirimize faydalı olacağımızı düşünüyoruz.” dedi.



Programın ilk gününde "Gayrimenkuller ve Mazbut Vakıflar" başlıklı panel düzenlendi. Konuşmacılar vakıflarının ve cemaatlerinin taşınmaz kayıpları ve kazanımlarına dair bilgiler verdiler, yaşadıkları sorunları paylaştılar.
Vakıflar Meclisi’nde 2 dönem Azınlık Vakıfları Temsilciliği’ni yürütmüş olan Laki Vingas “Bzim gibi eski vakıfçıların ruhsal yorgunluğu var. Son yıllarda ciddi kazanımlar elde edildi. 2010 yıllarında inanılmaz ivme kazandık, reformlar oldu. 2013'ten sonra duraklama süreci yaşıyoruz. Cemaat vakıfları geçmişten günümüze bazen öyle şeylerle karşılaşıyor ki, 'acaba sakıncalı vakıflar mıyız' diye bir düşünceye kapılıyoruz” dedi. Vingas mazbut vakıflarla ilgili bilgilendirmede de bulundu: “Medeni Kanun öncesi kurulan vakıflara mazbut vakıf deniyor. Vakıflar Genel Müdürlükleri tarafından idare ediliyorlar. Yeniden yönetici tayin etme hakları yok. Cemaati, yöneticisi kalmamış ya da kendi misyonunu sürdürecek bir ortamı kalmamış vakıflar var. Ama Rum, Ermeni cemaatlerinin vakıfları neden mazbutaya alındı? 1980'lerin siyasi ortamında bu uygulamaya gidildi. Varlığını sürdüren tüzel kişiliklerin yönetmesi gereken birçok gayrimenkulleri var. Ancak bunlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetiliyor.”

Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Fadi Hurigil de Hatay'ın 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmasından kaynaklı olarak bölgesinde taşınmazlarla ilgili sorunlar yaşandığından bahsetti. İstanbul Süryani Vakfı Başkanı Sait Susin de özellikle Güney Doğu Anadolu’da kadastral çalışmalar sonucu Orman Müdürlüğüne ve hazineye geçmiş taşınmazlara değindi. Susin, “Yurtdışına gitmiş ve mülkiyeti, tapusu şahıslarda olan yerler var. Aileler köylerine döndüğü zaman yerlerinin işgal edildiğini görüyorlar. Yerel yönetim ve kolluk kuvvetlerinin bu konuda yardımcı olması lazım. Tapusu olduğu halde işgal edilmiş pek çok yer var. Bu konuyla ilgili resmî kurumların desteği gerekiyor.” dedi.
Vakıflar Hukuku alanında çalışan avukat Ömer Kantik de cemaatlerin ortak sorununun 1936'dan sonraki yasal düzenlemelerin gerek idare gerekse mahkemelerin kanunu dar yorumlamasından kaynaklandığını belirtti.
Stelyo Berber konuşmasında Gökçeada Rum nüfusundan, 2013’de açılan okullarından ve sorunlarından söz etti. Berber, “Gökçeada'da 7 cemaa vakfı, Bozcaada'da ise 1 cemaat vakfı var. Topla 8 vakıftan, ikisi mazbut. Bazı taşınmazların mahkemeleri sürmekte. 64'te okulların kapatılmasıyla Rumlar gitmek zorunda kaldı. Bu arada Ada'daki arazilerimizin büyük bir kısmı istimlak edildi. Kaleköy'e giderken büyük bir ova vardır, oranın külliyatı istimlak edilen bir bölge. Herkesin bir bağı, bahçesi, zeytin ağacı vardı, bugün artık yok.” dedi.

 




Bilindiği gibi azınlık vakıflarının yönetim kurullarının belirlenmesini sağlayan seçimler, yönetmeliğin revize edileceği gerekçesi ile 9 yıldır yapılamamaktadır. "Cemaat Vakıflarında Yönetici Seçimleri ve Yeni Çağ Yönetişim Modelleri" başlıklı oturumda seçim yönetmeliğine dair geçmişten bugüne gelişmeler ve gelinen durum aktarıldı. Vakıflar Meclisi Eski Üyesi Tevfik Başak Ersen'in moderatörlüğünde düzenlenen oturumda Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Toros Alcan, Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mek. Vakfı Başkanı Laki Vingas, Cemaat Vakıfları Temsilcisi S. Can Ustabaşı ve Türkiye Hahambaşılığı Vakfı Başkanvekili Moris Levi fikirlerini paylaştı.
Laki Vingas: Seçim izni verilmemesi büyük bir darbe, kırgınlık, üzüntü aynı zamanda bir endişe kaynağıdır. Devletimizin refleksleri rahat değil, neden özgüvenli davranmıyor? Bizim vakıflarımız çok daha özgüvenli, çekinmiyoruz, artık konuşuyoruz. Bir yönetmelik çıkmaması seçme seçilme hakkımızın ihlalidir. İhtiyaçlarımızın, haksızlığın altını çizmeye devam edeceğiz.
Toros Alcan: Bütün azınlık vakıflarını tek bir yönetmelikle seçmeye çalışıyoruz, o nedenle bu sorunlar yaşanıyor. İptal edildi, daha iyisi yapılmak üzere. Yapılamadığı gibi yeni yönetmelik de yayınlanmadı. Umarım en kısa zamanda bu yönetmelik çıkar.
Moris Levi: Herkesin gördüğü konu, kurumlarımız seçimsiz bu süreçte ne yazık ki insanımızın önüne geçti. Kurumlarımız insanlarına hizmet etmek zorunda. Oysa aynı yöneticilerle iş devam ettiği zaman yönetici varlığı insanımızın önüne geçti. Yıkıcı bir muhafazakarlık başladı eski yöneticilerde. Yeni yöneticiler yeniliğe açık olurlar, o dönemin ihtiyaçlarını görürler. Seçimler olamadığı için uzun zamandır bunu göremiyoruz. Toplum ileri gitti, değişti. Gelinen durum yeni nesiller için heyecan verici olmaktan çıktı.

“İtirazlarımız dikkate alındı”
Cemaat Vakıfları Temsilcisi, Vakıflar Meclisi Üyesi Can Ustabaşı konuşmasında seçim yönetmeliği ile ilgili gelişmeleri paylaştı. Ustabaşı yönetmelik taslağındaki bazı hususlara yönelik itirazların Vakıflar Genel Müdürlüğü üzerinden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ulaştırıldığını, bu itirazların kabul gördüğünü, çekincelerin giderilerek son halinin cemaat vakıfları değerlendirmesine sunulacağını açıkladı. Ustabaşı konuşmasında şu açıklamalarda bulundu: “Hükümet yetkilileri son dönemde seçim yönetmeliği hazırlıkları ile ilgili olarak azınlık vakıfları ile istişarede bulundu. Ancak hastanesi olan vakıfların yönetmelikte istisna oluşturacağı ve seçim çevresi konularında çekincelerimizi, itirazlarımızı kendilerine ilettik. Son olarak, cemaat vakıfları ve benden giden geri bildirimlerin kabul görebileceği, bir problem yaratmayacak, üzerinde konsensüs sağlanacak bir yönetmelik hazırlandığına dair geri dönüş aldık. Yönetmeliğin bakanlar düzeyinde görüşüldükten sonra yayınlanmadan önce son kez cemaat vakıflarının değerlendirmesine sunulacağını da öğrendik. Bizimle paylaşılacak olması olumlu bir gelişmedir.” Ustabaşı yönetmeliğin hazır olması ile ilgili herhangi bir tarih bilgisi vermedi.

 




“Vakıflarda Kadınların Rolleri” başlıklı oturumda farklı cemaatlerden farklı deneyimler yan yana geldi. Cemaat Vakıfları Temsilci Ofisi Genel Koordinatörü Muteber Yılmazcan Simonetti'nin yönettiği oturuma Kalfayan Okulu Kurucu Temsilcisi Tamar Karasu, Surp Agop Hastanesi Yöneticisi Jani Dülger Ağazaryan, Hasköy Türk Karaim Musevi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi İdil Karayeğen, İstanbul Süryani Kadim Meryemana Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Semra Abacı, Türk Yahudi Toplumu Genel Koordinatörü Deniz Saporta konuşmacı olarak katıldı. Tamara Karasu değerlendirmesini “Protokolde daha çok erkeklerin yeri var. Kadının görüntüsü var ama sesi maalesef yok. Bunun Ermeni kültürünün yapısından değil de bu toplumun yapısından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Bence liyakat çok daha önemli. Bir kadın işini iyi yapıyorsa o koltuğun sahibi olmalı ama kadın olduğu için değil.” biçiminde aktardı. Ağazaryan seçimlerin yapılabilmesi halinde erkek egemenliğini kırarak kadınların da görev almasını beklediklerini belirtti: “Kadınların çok daha aktif roller üstleneceklerini umuyorum. Genç kadınlarımızın teşvik edilmesi vakıflarımızın geleceği için önemli olacaktır.” Deniz Saporta Yahudi toplumunda kadın vakıf başkanı olmadığı, yöneticilerde çoğunluğun kadın olduğu bilgisini paylaştı.

Azınlıklara yönelik ayrımcılık ile mücadele de panel oturumları arasında yer aldı. Gündelik hayattan sosyal medyaya nefret söylemleri ve ayrımcılık örnekleri sunularak mücadele yöntemlerinden bahsedildi. İzmir Büyükşehir Bel. Kentsel Adalet Eşit Şube Müdürü Yelda Şimşir eşit vatandaşlık kapsamında yürütülen çalışmalardan bahsetti. ADİP Genel Sekreteri Sevan Ataoğlu bir mücadele ve iş birliği modeli olarak Anadolu Din ve İnançları Platformu’nu tanıttı. Hrant Dink Vakfı’ndan Dr. Nesrin Uçarlar “Ayrımcılık ile mücadelede geçmiş ile yüzleşme ihmal edilmemeli” dedi. Dr. Özgür Kaymak da gündelik hayattan ayrımcılık örnekleri sundu.  

Çalıştayın son oturumunda “Eğitim, Okullar ve Gençler” konusu değerlendirildi. Gökçeada Rum Lisesi Müdürü İoakim Kamburopulos, Ulus Özel Musevi Okulları Eğitim Koordinatörü Röne Kaspi, Bomonti Mhitaryan Okulu Vakfı Yön. Kurulu Başkanı Rita Nurnur, Özel Mor Efrem Süryani Anaokulu Koordinatörü İnci Atacan, Ermeni Vakıfları Birliği Okul Yönetimleri Ortak Komisyon Koordinatörü Nurhan Palakoğlu oturumda temsil ettikleri okulların tarihçesinden, bugünkü varlıklarından, karşılaştıkları sorunlardan ve çözüm önerilerinden bahsettiler.

 




Zirve kapsamında Etz Hayim Sinagogu’nda açılan “Cuma, Cumartesi, Pazar” karma fotoğraf sergisi, Konak semti sinagogları ve kiliseleri turu da çalıştay programına alınmıştı. Despertar İzmir Projesi ve İzmir Yahudi Cemaati Vakfı’nı izmirjcc.org adresli internet sitesinden takip edebilirsiniz.


(bianet muhabiri Ayşegül Özbek’in haberlerinden faydalanıldı.)

(Sevan Ataoğlu, 29.Nisan 2022)